Şans ve Dans читать онлайн

О книге

Автор:

Жанр:

Издано в 2025 году.

У нас нет данных о номере издания

Аннотация

Hayatın sürprizleri, tıpkı dans gibi…

Kimi zaman hüzünlü bir melodiyle ağır adımlarla ilerlersin, kimi zaman ise beklenmedik bir ritimle kendini kaptırırsın. Bazen de şans, hiç ummadığın bir anda kapını çalarak hayatının tüm akışını değiştirir.

Bu hikâye, yalnızlığın sakin sularında kendi yolunu arayan Selim Bey'in, ihanetin acısıyla savrulan güçlü kadın Sibel'in ve evliliğindeki kararsızlıklarla boğuşan Türkan'ın yolları kesiştiğinde başlıyor. Her bir karakter, hayatın beklenmedik sürprizleriyle yüzleşirken, kendi "şans"ını ve "dans"ını keşfediyor.

Bu üç farklı hayat, yağmurlu bir sahil kasabasının melankolisinden, İstanbul'un kalabalığına uzanan bir yolculukta birleşiyor. "Şans ve Dans", okuyucuyu hem karakterlerin iç dünyasına hem de hayatın sunduğu tesadüflerin gizemine davet eden, duygusal ve sürükleyici bir roman.

Hayatın size sunduğu her ana, her yeni güne ve her beklenmedik dansa bir şans vermek için…

Oguz Tepe - Şans ve Dans



Birinci Bölüm



Yağmurun Fısıltısı

Kasım 2005

Kasabanın sokaklarına sinen sessizliği, bir an için rüzgârın ansızın bastıran uğultusu deldi. Gündüz boyunca inen yağmur, geceyle birlikte sanki bir hikâyeyi anlatırcasına ağırlaştı. Her bir damla, yorgun evlerin kiremitlerine usulca düşerken, dış dünyanın karmaşasını unutmuş duvarların içine bir huzur sızdırıyordu. Yağmur, usta bir masörün parmakları gibi çatılara dokunuyor, göğe borcunu ödeyen toprağa şükranla karışıyordu.

Uzaklardan gelen deniz dalgaları, rüzgârla uyum içinde, kasabanın sessizliğine kendi şarkılarını katıyordu. Doğa, kendi kurallarıyla, insana ait olmayan bir gösteriyi sahneliyordu; hırçın, ama aynı zamanda da baştan çıkarıcı bir ahenkle.

Yılların izini taşıyan, ama hâlâ dostça sıralanmış evlerden biri solgun ışığını yaktı. Sanki yıllar önce elveda denmiş bir sohbete, yeniden başlanıyordu. O an, dostlarla dolu olduğunu sandığımız hayatın, aslında ne kadar derin bir yalnızlığa ev sahipliği yaptığını fısıldadı gece.

Evdeki adam, masada duran mektubu aldı. Vücudu yorgundu, ama mektubun çağrısına kayıtsız kalamadı. Kendini koltuğa bıraktı. Mektubu kaç kere okuduğunu hatırlamıyordu artık. Postacı akşam vakti getirmişti. Her cümlesi, onu içten içe bir sona ya da başlangıca sürüklüyordu.

Bir noktada durdu. Gözleri nemlendi. Gözyaşı, ruhun derinliklerinden kopup gelen bir damla olarak yanağından süzülmese bile, varlığı odada hissedildi. Gözyaşı, masumiyet gölüne düşen ve giderek büyüyen halkalara dönüşen bir isyandı. Huzur, saklanacak bir yer arayan bir kaçak gibi, bu sahil kasabasının tenha köşelerine sığınmıştı.

Sabahın ilk saatleri, ağır bir battaniyenin altındaki adam gibi, hâlâ uyanmamakta direniyordu.

Krallara layık olmasa da, karnını doyuracak kadar özenli bir kahvaltı hazırladı kendine. Yaşanmışlıkları ağır ama huzurlu bir sabah sessizliği vardı mutfakta. Gökyüzü, gri bulutların altında içli bir şarkı söylüyordu adeta. Dışarıya baktığında, yüzüne istemsizce yayılan hafif bir gülümseme belirdi. Bir an için geçmişe gidip, kahvaltı masasının diğer ucunda oturan Münevver Hanım’ı hayal etti. Boş sandalye, dolu bir hatıraya dönüşmüştü.

Kahvaltısını bitirince, üzerini sıkıca giyinip dışarı çıktı. Rüzgâr, yanağına düşen sonbahar dokunuşunu esirgemedi. Adımları ağır ama kararlıydı. Her sokak köşesi, her taş, her ağaç – hepsi onunla yaş almış gibiydi. Kasaba meydanına yürürken, sanki geçmişin içinden geçiyor, yılları kendi ayak izleriyle ölçüyordu.

Meydan, sabahın mahmurluğuna yeni yeni uyanıyordu. Kenarda köşede, yaz mevsiminde canlanan çay bahçeleri sessizce bekliyordu. Ekmek fırını hâlâ sıcaktı; çocukluğun kokusunu taşıyordu. İskele ise sabırsız dalgaları bekliyordu, her sabah olduğu gibi. Altmış yaşına yaklaşan bedeni, geçmişin yükünü taşırken yine de dinç görünüyordu. Gençlik yıllarında Münevver Hanım’la birlikte yaptıkları yürüyüşlerin bedeninde bıraktığı iyilik izlerini hâlâ hissediyordu. Beş yıl olmuştu, onsuz yürümeye başlayalı. Şimdi her adımı, ona sessizce yazılmış bir mektup gibiydi.


С этой книгой читают